naylon tanım

    . gerçeklikten, içtenlikten, dürüstlükten uzak,
    . kasten yalan* bilgi içeren,
    . - ortalığı karıştırma isteğinden tutun da herhangi bir şeyin haksız reklamını yapmaya kadar - çok çeşitli amaçlara hizmet edebilecek içerikte,
    . dopdolu görünse de içi boş olan tanımlar için yapılabilir benzetme.

    (bkz: sahte)
    ayrıca:
    (bkz: her parlayan, altın değildir)

    (03.07.2007 15:36)

vampircik

    vampircik sözlüğün neonate tayfası.

    bakmayın öyle cik mikli konuştuğumuza, bazı konularda lordlarla aynı haklara sahip ayrıcalıklı bir güruhtur.

    söz gelimi vampirlerin göremediği diğer vampircik tanımlarını, "silinmiş" ve "uçmuş" tanımları onların görebildiğini vampirciklikten çıktıktan sonra öğrendim.

    gerçi bu durumda vampircikken "diyar ile ilgili istekler" başlığına girdiğim "sildiğimiz tanımlar görünmeye devam etmesin kardeşim" içerikli tanım da çürüğe çıktı ammaa... sağlık olsun diyor, ibret-i alem olsun diye silmeyip öylece bırakıyoruz.*
    (02.07.2007 12:10)

the archangel

    birkaç gün öncesine kadar, tanımlarının altında "bu bir vampircik eseridir, ancak vampircikler ve lordlar görebilir" ibaresini gördüğüm, "du bakalım hangimiz önce vampir olacak" deyip takip ettiğim,
    ve doğum günü olduğunu farkedince de kutlamak istediğim tertip.*
    (02.07.2007 01:36)

cinderella

    doğarken annesini, genç kızken babasını kaybeden;
    acımasız üvey annesinin ve çirkin üvey kardeşlerinin insafına kalan;
    onlarda da insaf minsaf olmadığından zengin bir koca bulup paçayı kurtarana kadar sürüm sürüm sürünen;
    neyseki mutlu sonu hakedecek kadar iyi/güzel (yalnız dikkatinizi çekerim, farkedilmek için süslenip püslenmesi gerekir, prens bu güzelliği hizmetçi giysileri içinde tanımaz bile) olan masal kahramanı.

    hikayesini bilen çocuklara üvey anne/kardeş sahibi olma korkusunu;
    iyilerin güzel, kötülerin çirkin olduğunu;
    mutlu son için zengin ve yakışıklı bir koca bulmanın şart olduğunu;
    söz konusu eş adayı tarafından farkedilmek/seçilmek için de işi gücü bırakıp süslenmek gerektiğini öğretmiştir.

    özetle mutluluğu sarayda arayan (ve neyse ki bulan) safın biridir.

    gel gör ki bu masalın tek başına ya da geldiği coğrafya göz önüne alınarak yargılanmaması gerekir.
    yakın geçmişe kadar neredeyse bütün masallar, efsaneler, halk öyküleri hatta romanlar benzer temaları işler de işler.

    (bkz: allah sizi davul etsin)*
    (02.07.2007 00:49)

intihar

    yıllar önce trt'de, emekli bir doktorun anılarında ilginç bir tarifini duymuştum intiharın, aklımda kalan anısıyla birlikte hikaye şudur:

    emekli doktorumuz, mesleğinin ilk yıllarında, anadolu'da bir köyde çalışırken, köylülerden birinin intiharına tanık olmuş.

    ancak o zamanlar ne intihar sıkça görülen bir vaka ne de intihar sözcüğü herkesçe bilinen bir sözcük.

    gerekli incelemelerden sonra merhumun kendini öldürdüğünü anlamışlar ancak resmi tutanaklara ne yazacaklarını bilememişler.

    en sonunda ölüm şeklini tarif eden uzun adli tıp raporunun altına şunu eklemişler:
    "şahsın kendi rızasıyla vefat ettiği anlaşılmıştır."

    hamiş:o zamanlar nasıl güzel zamanlarmış ki insanlar intiharın adını bile bilmiyor, tanımını bile yapamıyorlarmış.
    (25.06.2007 13:05)

erselik

    sadece doğasında çift cinsiyetlilik bulunduran canlılar için değil, aynı zamanda insanlarda da görülebilen çift cinsiyetlilik anomalisi için de kullanılan tanım.

    erselik*lerle ilgili bir programda öğrendiğim/anladığım kadarıyla aslında erselik bebekler çift değil tek cinsiyetli doğuyor ancak bir anomali olarak her iki organa da sahip oluyor, ergenlik sürecinde hormonal gelişimin verdiği yönde çocuğun hangi cinsiyete dahil olduğu anlaşılıyor ve tedavi, diğer organın ameliyatla köreltilmesini de kapsıyor.

    ameliyatın zor olan kısmı, kesin/doğru karar vermek için ergenliğe kadar beklemek gerekliliği.
    ancak bir insanın cinsel kimlik gelişimi ergenlikten öncesini de kapsıyor olsa gerek.

    belki fiziksel gelişim ergenlikte başlıyordur ama işin bir de psikolojik boyutu var.

    bir çocuğun ergenliğe kadar kız mı erkek mi olduğunu bilmeden, bilemeden büyümesi hem çocuk hem de aile için çok zor bir deneyimdir/sınavdır mutlaka.
    (23.06.2007 14:05)

hermafrodit

    efsane der ki:

    afrodit, sağda solda salına salına gezinirken, denizde mi gölde mi ne şimdi hatırlamıyorum, yıkanan hermes'i görmüş.

    hermes de nasıl bir hermesse artık, bir görünmekle afrodit'in aklını başından almış.

    afrodit kanatlanıp yanına gitmiş hermes'in.
    bir süre şaşkın şaşkın bakıştıktan sonra birşeyler söylemesi gerektiğini düşünen afrodit, adını bile bilmediği hermes'e onu sevdiğini, artık onsuz yaşamasının imkansız olduğunu söylemiş.

    ama afrodit bildiğimiz afrodit, hermesse ergenliğini süren toy bir delikanlıymış.
    korkmuş afrodit'ten.
    güzelliğine hayran olsa da kendine gelirgelmez başlamış kaçmaya.

    aşık olmuş aşk tanrıçası da sevdiğinin kendisinden kaçtığını görmenin acısıyla hermes'in peşine düşmüş.

    hernekadar hermes ayağında kanatlarla resmedilse de aşkının gücüyle mi bilinmez, afrodit yetişip yakalamayı başarmış onu.

    yeniden elinden kaçırma korkusuyla nasıl yapıştıysa artık çocuğa, bir daha ne hermes'i sadece hermes olarak gören olmuş ne de afrodit'i sadece afrodit.
    hermafrodit'e çıkmış adları.

    ne dişi ne erkek...
    hem dişi hem erkek...

    (bkz: erselik)
    (22.06.2007 12:49)

orkid

    "kanadı var, uçamaz;
    peteği var, bal yapamaz"
    bilmecesinin cevabı.
    (22.06.2007 06:19)

thomas more

    hümanistliği diğer ünvanlarını**** bastırmış;

    ütopya* ile bir kitap yazmaktan ileri giderek dünyaya yalnızca bir eser değil aynı zamanda bir kavram armağan etmiş;

    gençlerin kendi istekleriyle değil ailelerinin seçimleriyle evlendirilmelerine "aşksız nikahların olduğu yerde nikahsız aşklar da olacaktır" sözüyle karşı çıkmış;*

    cesaret, dürüstlük, cömertlik, sevecenlik gibi erdemlerle bezeli kişiliğiyle erasmus'un saygısını ve dostluğunu kazanmış;

    ütopya'sında değerli olanın para, pul, şan, şöhret değil - ki kendisi bir asilzadedir - akıl, iyi niyet, erdemlilik ve çalışkanlık olduğunu savlamış;
    ingiliz filozof.

    günümüz felsefecilerinin genelinden farklı olarak, dindardır.
    öyle ki:
    8. henry'nin, yeniden evlenmek için boşanmasına izin vermeyen kiliseye kafa tutmasına kafa tutmuş,
    "madem öyle bundan sonra ingiltere katolik değildir ve kilise*sinin başı da benim" diyen krala (ki more kendisinin danışmanı ve arkadaşıdır)karşı gelmiş,
    vatana ihanetle suçlanıp idama mahkum edilmiş,
    ailesinin ve dostlarının "af dileyip affedilmesi için" yalvarmalarına (ki bir rivayete göre özür için ikna etmeye çalışanlar arasında 8. henry de vardır) kulaklarını tıkamış;

    kimilerine göre inatçılığının kurbanı olmuş, kimilerine göre de ilkelerine hayatı pahasına sahip çıkmıştır.

    en sevdiğim ingilizdir.*




    (21.06.2007 22:41)

kızlık zarı

    kadına verilmiş ceza, sınav ya da namus koruyucusu tanımları şaşırtıcı olan doku.

    zira bu tanımları doğru kabul eder ve bu koruyucu zarın var oluşunun gerekçelerini bunlara bağlarsak :

    1. - zina bağlamında - namus kavramı bekar kadınlar için geçerlidir. evli ya da evliliği sonlanmış kadınlar bu korumadan/sınamadan muaftır. onların iffetinden şüphe edilmiyor olsa gerek. (kızlık zarları yook... kızlık zarları yook...)

    2. aynı kavram, bekar ya da evli olmalarına bakılmaksızın erkekler için de geçerli değildir. onların da iffetinden zaten şüphe edilmiyor olsa gerek. (kızlık zarları yook... kızlık zarları yook...)

    3. ancak doğumda yırtılabilecek yapıda (yok geride, yok beride, yok esnek, yok kösnek...) hymene sahip kadınlar doğuştan torpilli olup ya iffetleri sınanmaya/korunmaya gerek görülmemiş ya da iffetsizliklerini saklamalarına fırsat verilmiştir. (doğru dürüst kızlık zarları yook... doğru dürüst kızlık zarları yook...)

    ceza, sınav, iffet nişanı gibi tanımlar yukardaki tanımları da geçerli kılmıyor mu?

    tabi bir de şu soru var:
    tıbbi olarak bakire kalması bir kadının daha önce cinsel deneyim yaşamamış olduğunu gerçekten de kanıtlar mı?
    (20.06.2007 16:11)

ingilizce

    yerli yabancı dememiş, önüne gelen sözcüğü bağrına basıp dağarcığına almış, köksüz, disiplinsiz, neredeyse uyduruk diyebileceğim;
    olanca disiplinsizliğine karşın öğrenilmesi gene de kolay sayılır,
    sevdiğim, nesini sevdiğimi bilmediğim dil.

    ya da belki de gök kubbede birer hoş seda bırakanlarını; shakespeare'ini, joyce'unu, poe'sunu, ille de eliot'ını sevdiğim dil.

    ...
    when you notice a cat in profound meditation,
    the reason, i tell you, is always the same:
    his mind is engaged in a rapt contemplation
    of the thought, of the thought,
    of the thought of his name:
    his ineffable effable
    effanineffable
    deep and inscrutable singular name.*




    (20.06.2007 05:50)

pamuk şeker

    çocukluğumdan hatırladığım adı pamuk helvadır.

    orta öğrenim yıllarının başaramadığını başarıp hepimize ingilizce öğreten hollywood egemenliğinden sonra kırk yıllık patlamış mısır'ın adının mısır patlağı* olması gibi bu da cotton candy'nin birebir çevirisiyle pamuk şeker'e dönüşmüştür.

    rengi; bildiğim en güzel, sevdiğim tek pembedir.
    "şeker pembesi"ne adını vermiştir.
    kız bebek rengidir.

    tadının yetişkin damak tadından çok çocuklarınkine hitap ettiğinden mi, yerken ağza yüze yapışmasının büyüklere rahatsızlık küçüklere neşe veriyor olmasından mı bilinmez, daha çok çocukların ellerinde görülür.

    tıpkı elma şekeri gibi çocukluk anılarının tatlandırıcılarındandır.

    (20.06.2007 01:11)

kedi

    ne ayna olabilir senin kadar sessiz,
    ne de gelen şafak, daha gizemli;
    sen, ay ışığında, o panter şekli,
    sadece uzaktan izlediğimiz...
    *

    gibi nice dizelerle nice dil cambazına, adına methiyeler yazdırmış, felidae ailesinin o en sevilesi*, en öpülesi*, en koklanası* üyesi.*

    fırça kuyruklu prenses,
    sırça bıyıklı prens.
    (19.09.2006 03:39)

sayfa: 1-2

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.